Bu Blogda Ara

Dağların Zirvesindeki Hazine 'Sagalassos'

Bir dağ düşünün yaklaşık 1700 Metre yüksekliğinde...Zirvesinde batık bir şehir saklayan...
*Dağın adı Akdağ..Antik Yunan'da Pisidya'nın Başkenti Sagalassos var burada...Bugün antik bir kent..
*Zamanının en hacimli ve kapsamlı seramik üretimi yapılan, ticaretin kalbi kabul edilen, uğruna Büyük İskender'in savaş açtığı bir medeniyet, büyük bir kent..
*Burdur sınırları içinde, Ağlasun İlçesine 7 km uzaklıkta, 1400-1700 mt rakımda kurulmuş, spiralde dönüyormuş hissi veren yolu ilk etapta nerden çıkardık da geldik dedirten..Ören yerine gelindiğinde bunun için mi bu yolu geldik denilen, dik yokuşu yaklaşık 100 basamaklı merdiven ile çıktıktan sonra çeşmesini görünce çığlık attıran bir yer;)
*Gitmek için bu kadar anlatımda yeterli galiba;) ama ben devam edeyim..
*Eğirdir'deki kısa bayram tatilinin dönüş yolunda uğradık biz buraya;)
*Isparta-Antalya Karayolunun yaklaşık 20.km'de Sağdan Ağlasun'a bir yol sapar..Kahverengi yol tabelasıda Sagalassos'u işaret eder..27.km lik keyifli, bol çam ormanlı, tabiat ile başbaşa orta derecede virajlı bir yol eşlik eder heyecanınıza..
*Bu yol aynı zamanda Burdur Yolu'da olduğu için hareketlidir zaman zaman..
*Ağlasun, yemyeşil, elma ve kiraz ile geçimi sağladığını girişteki heykellerden anladığımız, canayakın, asırlık çınarının altında ak sakallı dedelerin sohbet ettiği klasik bir Anadolu Kasabası görünümlü ilçe..
*Kalbinde müthiş güzellikte eşsiz bir hazine saklıyor..
*Sagalassos MÖ 3.yy da kurulmuş, MS 7.yy'da Büyük İskender'in saldırıları ve depremler sonrasında eski ekonomik gücünü kaybettiği için yavaş yavaş yok olmuş:(
*Zamanının en büyük seramik üretim merkeziymiş..
*Verimli toprağından Üretilen çömlekler, kaplar sırlanıp satılıyormuş..
*Ören yeri girişinde bilet aldıktan sonra (Yetişkin kişi başı 10 TL) tahta ve taş döşenmiş yolu takip ederek zeytin ağacının yanından merdivenleri başlıyorsun tırmanmaya...
*Bir bir çıkarken iki yanında kazıdan çıkarılmış sütunlar, mezar başlıkları gibi antik parçalar sıralı..Yukarıda ne göreceğini bilmeyen birisi için bunun için mi geldik, aynıları Side'de, Perge'de de var dedirtiyor:-)
*Basamaklar an gelip çatallaştığında sağa mı sola mı sorusunu getiriyor..
*Nefesiniz bir an önce kesilsin istiyorsanız soldan devam edin..Yaklaşık 10-15 basamak sonra muhteşem güzelliği ile AntoninlerÇeşmesi sizi karşılayacak..
*2000  küsur yıldır hiç durmadan akan suyunun kaynağı bugün sofralarımıza 'Sırma Su' olarak geliyormuş;)
*Harika bir çeşme, iki yanında orijinalleri Burdur Müzesi'nde sergilenen heykelleri inanın bu yolu gelmeye değdiriyor..(Buraya gelmeden Burdur Müzesi'ne gitmekte fayda var sanırım;) )
*Çeşme, ören yerinin girişine göre doğudaki yamaca yapılmış, sağında meclis binası, belediye binası var..Meclis Binasının amfisinin basamaklarına oturup şöyle bir içinize sindirin gördüklerinizi derim..
* Meclisin üstünden yürürseniz aslan ayaklı oturma grupları, üzerinde testili kız figürleri olan sütunlar göreceksiniz..
*Çeşmenin üstünden Doğu'ya doğru ilerlerseniz yol üstünde ocaklar falan var..(Benimde buralarda fotolarım var;) )
*Taş yol bitip patikadan kendinizi tepeye verirseniz, bir 250-300 mt sonra ikinci Çeşme'ye varılıyor..Bu Çeşme daha mütevazi, sırrı, suyunun içilebilir olması;) tam bir kaynak suyu..Bende bütün hijyen takıntımı deniz seviyesinde bırakıp içtim bu sudan..
*Çeşmenin üst bölümünde küçük bir müze var sanırım..Geç saatte gittiğimiz için kapalı o taraf dediler:( bilmem doğrumuydu :/
*Sağdan devam edip bir 250 mt daha tırmandığınızda karşınıza yıkılmış girilemez görüntülü bir antik tiyatro binası geliyor..
*Vazgeçmeyin, taşlara dikkatli basarak, duvardan tutunarak ilerleyin..Bir anda kendinizi, artık oyun mu sergileniyordu, köleler aslanlara mı yediriliyordu bilmiyorum ama :-) :-) dünyanın en yüksek rakımda kurulan 9000 kişilik bir tiyatronun sahnesinin kenarında buluyorsunuz;)
*Tiyatro kısmen sağlam, oturma yerleri sağlam çıkarılmış, sahnenin olduğu bölüm yıkıntı halinde..Oturma yerleri sırtını dağa dayadığı için normal sanırım böyle olması..
*Zamanında kimbilir kimlerin kahkasına, kimlerin göz yaşına, kimlerin göz süzmesine tanıklık etti bu yapı..
*Düşünün ki binlerce yıl önce kültür ve sanata nasıl değer verilmiş ve 1700 mt ye tiyatro yapma isteği vermiş..Bugün bu çağda ülkemizde tiyatroların sinemaların kapatılması akıl alır gibi değil..
*Tiyatronun alt kısmında güneyde, iniş yolunun solunda yerleşim yerleri, evler atölyeler çıkarılmaya başlamış..Burası aktif kazı yapılan Ören yerlerinden..Çok güzel taban mozaikleri çıkarılmış kimileri görülebiliyormuş, açıkcası ben yakından gidip bakmaya çekindim..Malum hava sıcaktı, otların arasında yılan olabilirdi:(
*Ören yerinin girişinde müze cafe ve satış mağazası var...Ağlasun'a doğru bakarak çay içmek keyifli olur dedik de, kağıt bardakta vermeselerdi iyiydi ;) 
*Müze dükkânında seçenekler bir hayli az olsa da magnetler, bez çantalar, kalemler, Helen taçları, t-shirtler mevcut...Fiyatlarının bir hayli yüksek olduğunu söylememe gerek yok sanırım..Dağın tepesinde normal ama:-)
*Sagalassos benim aklımda kaldı, bilmezdim güzel ülkemin zirvesinde bir hazine yattığını..
*Kimbilir nerelerde ne güzellikler var, bilinip görülmeyenleri gidip görmekte fayda var..
*Henüz turistik önemi de keşfedilmemiş gibi, bizimle beraber gezen 15-20 kişi vardı ve nerdeyse tamamı Türk'tü...
*Arabanıza, motorsikletinize, bisikletinize binin, bizim için çok da uzakta olmayan Sagalassos'u gidin, görün, herkese anlatın..Bence, bu değerlere sahip çıktıkça, korudukça, değerini öğrenip öğrettikçe kıymeti var...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder