Bu Blogda Ara

Amasra İzlenimleri

Alanya'dan Amasra'ya İki Günde 1800 km'de aklımda kalanlar;)
*Ankara'dan Amasra'ya İstanbul yolundan gidiliyor..Otoyolda seyahat etmek keyifli..İlk yarım saat buradaki alışkanlıktan olsa gerek, durmaksızın, trafik ışığı olmaksızın yol almak değişik geldi..(Alanya-Antalya karayolunda 43 tane trafik ışığı var ya:(..)
*Ayaş çıkışına kadar yol boyu kibrit kutusu görünümlü TOKİ evleri ile dolu..TOKİ her yerde..
*Yeniçağa gişelerinden hemen önce verdiğimiz mola yeri, araç dolu..Araba pazarı gibi..Araçtan indiğiniz an ellerinde fırça kova yıkamacılar işbaşında..
*Otoyola benzin alıp çıkılmalı..Gerede'den sonrada öyle çokça  istasyon görmedim..
*Yeniçağa gişelerinden sonra Gerede, Mengen, Devrek, Çaycuma, Bartın ve Amasra'ya, verdiğimiz mola ile birlikte 4,5 saatte ulaştık..
*Yol seyri rahat, ara ara yol yapım çalışması var ama sıkıntılı değil..
*Mola demişken biz Türkler tuvalet kullanmayı bilmiyoruz:( durduğumuz her yerde tuvaletler çok kötü, bakımsız, ıslak ve kağıt havlusuzdu:(
Anlamadığım herkes şikayetçi ama tuvaletler hep kirli :( kapısından döndüğüm kaçıncı işletme hatırlamıyorum :(
*Gerede'den sonra iklim ve bitki örtüsü hemen değişiyor, yeşilin her tonu, ağacın her çeşidini yol boyu seyretmeye doyamadım..
*Müthiş güzel ormanlar var, keşke her yerde olsa..Bina, yol, baraj vs için ormanların katledilmesi çok feci..
*Yol boyu geçtiğimiz şehirler klasik Anadolu şehirleri, canayakın, huzurlu, sakin görünümlü..
*Amasra'ya virajlı bir yoldan iniliyor..Yukarıdan görünümü Kavala'yı hatırlattı bana..Manzara süper..Kavşaktan hemen sonra seyir terası yapabilirler bence..
*Mavi ve yeşilin içiçe geçtiği bu yer İtalya veya Yunanistan, İspanya'da olsa turist akınına uğrar, deniz lüks teknelerle dolar taşardı..Ülkemizin tamamında turizm hala hakettiği yerde değil..
*Kıvrım kıvrım bir yol ile Amasra merkezine inildiğinde Doğu tarafta yeni büyük liman, batı tarafta antik eski liman, Amasra Kalesi, antik köprü gibi turistik yerler var..
*Yeme içme yerleri ağırlıklı Doğu tarafta gibi..çok sayıda rest, yol üstü büfeler vardı..
*Büfelerde, midye tava, midye dolması, kalamar gibi standart beklenen ürünlerin yanı sıra, çubuklara kıvrılarak dizilmiş patates kızartmaları vardı ki böyle birşeyi ilk gördüm..stili harika..şöyle diyim, görüntüsü diyet bozduran, tadı diyeti sona erdiren cinsten☺
*Bir de meşhur olabilecek potansiyele sahip Amasra karışık salatası yedik ki, 17 çeşit malzeme ile yaptıklarını söyledikleri salata hem taze, hem lezzetli hemde sunumu şahaneydi(snyozblgn instagram adresimde fotosu mevcut)
Balıklar zaten şahane😊
*Biz tavsiye üzerine Çeşm-i Cihan Rest da yedik..bende tavsiye ederim
*Batı tarafta da güzel rest vardı özellikle deniz üzerine kurulan sallarda yemek yemek harika olurdu ki bir daha sefere artık
*Belediyenin ön tarafında deniz kenarında çay bahçeleri var, burada dikkatimi çeken sabah herkes kahvaltı yapıyordu, enteresan olansa herkesin masasında farklı tip kahvaltılıklar vardı..Sanki evlerinden getirmişler gibi geldi bana, belki omlet falan müesseseden olabilir gibi düşündürdü..
*Bu çay bahçesinin bir çalışanı kopardı beni😁geciken sipariş sorulduğunda, acele etmeyin daha kahvaltı yapamadım, karnım aç cevabını verdi😳
*Hizmet anlayışı konusunda biraz zayıflık hakim genelde..
*Bu parkların arka tarafı atm parkuru..sıra sıra banka atm'leri..algıda seçicilik olsa gerek Paramatik'i ilk farkettim😊
*Denizi çok soğuk ve derinmiş, su çivi gibi, denizden çıkınca hava sıcak geliyor dediler..
*Akşam rüzgarı fena, saç baş kalmıyor..belki sıcak ve nemli havalı Alanya'dan gittiğimiz için olabilir rüzgar çarptı bizi:( Fırtınalı havalarda düşünemiyorum..
*Bana enteresan gelen, bu kadar rüzgarlı biryerde RES olmaması..hiç pervane görmedim..doğal rüzgar varken enerjiyi nükleer santralden sağlama hayali kurmak çok saçma.. 
*Sahil bandından başlayarak hediyelik eşya dükkanları var..ürünler standart..biz bu işi iyi yapamıyoruz :( çok kalitesiz ürünler..bu sorun Türkiye'nin her yerinde var gibi..
Ben anı olsun diye magnet almakla yetindim.
*Eski Amasra tarafında Tahtacılar Çarşısı var..orada da özgün ürünler yoktu açıkcası...
*Ben olsam mesela üzerinde Amasra'ya özgü figürler olan mutfak önlükleri yaptırır satardım😉yurt dışında gittiğim her şehirden aldığım bir önlük var..olsaydı buradan da alırdım..
*Dikkatimizi çeken bu eski liman yolunda Lütfiye isimli bir Cafe ve yanındaki antikacı mağazası oldu..özgün ürünler var..Lütfiye aynı zamanda helva, lokum akide şekeri satıyor..daha doğrusu harika ambalajları sattırıyor😉
*Amasra Kalesi, Eski Liman harika, tarihi adımlamak, hangi tarafa dönsen harika bir manzarayı izlemek şahane..
*Kalenin içinden dik bir yokuş çıkılarak Ağlayan Ağaç'a gidiliyor..ben çıkmadım, çıkanlar ağacın mevsim itibariyle kuru olduğunu söyledi..ama manzarası çok güzelmiş..sokakta meyve satan bir ablada Nisan-Mayıs aylarında ağacın yemyeşil olduğunu ve ağladığını söyledi..
*Kale içindeki eski evlerin bir kısmı restore edilmiş, restore edilmeyenlerede bakım olsa mükemmel olurdu..Restorasyon olanakları kolaylaştırılmalı ve maliyeti ev sahiplerine çok yük olmamalı diye düşünüyorum..
*Amasra'ya ilk defa gittim ama son olmayacak sanırım..Bir dahaki programı birer gece konaklama ile Abant-Amasra-Safranbolu şeklinde yapmak keyifli olabilir..Safranbolu'ya   Bu sefer vakit ayıramadık, kesinlikle birkez daha görmek istiyorum☺
*Amasra'nın turist profili ağırlıklı Ankara'dan..06 plaka doluydu, bizim 07 plakalı araçlar hemen dikkat çekiyordu:) 
*Yabancı turisti yok denecek kadar az gördüm, olanlarda Alman'dı..Almanlar her yerde:)
*Dönüş yolunda o kadar keskin ayrımlar var ki, Gerede gişelerinden geçildiği anda bitki örtüsü hemen değişiyor, çorak ve az ağaçlı topraklar dikkat çekerken, Ankara Gölbaşın'dan sonra uçsuz bucaksız sarı ve sıfır ağaçlı topraklar ve ip gibi uzanan dümdüz Konya yolu algıyı hemen değiştiriyor..
*Konya-Seydişehir'den sonra da Akdenizin makisi gibi bodur ağaçlar diyarı başlıyor, Toros'lara tırmandıkça da tekrar çam ormanları nefes veriyor..
*Bu arada Akseki-Manavgat yolu nerdeyse ben üniversiteye başladığımdan beri yapılıyor..Ne zaman tamamlanacak bende ayrı bir merak konusu..
*Manavgat kavşağından sonra hayat ve görüntü sanki Las Vegas:) Alanya'ya kadar 45 km, ışıl ışıl rengarenk ışık cümbüşü içinde geçiyor..
*Bir not da düğünden; Amasra düğünü Alanya düğünlerinden farklıydı..kadınlar dans pistini doldurdu, daha çok oynadılar..Alanya'da pistte erkek egemen bir görüntü olur hep..İşyerinde racon kesen abiler pistte kendilerinden geçerler genelde😜
*Son not; iki günde bu kadar uzaklara, bu yol gidilir mi!! Denilmez gidilir!! Evet Pazartesi çok yorgundum ama gezdiğim, gördüğüm, yediğim içtiklerimin yanında gelip geçici birşey..sonuçta evde deliksiz bir uyku garanti💤💤☺

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder